Uluslararası 57 fosil yakıt ve çimento üreticisinin, Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2016’dan 2022’ye kadarki küresel karbon emisyonlarının yüzde 80’inin sorumlusu olduğu tespit edildi.
InfluenceMap tarafından uluslararası araştırmacıların oluşturduğu Karbon Devleri veri tabanı kullanılarak hazırlanan yeni bir rapora göre, karbon emisyonlarının çoğunluğuna yol açan kuruluşlar, devlet kontrolündeki ve hissedarların sahip olduğu çok uluslu şirketlerden oluşuyor ve aralarında dünyanın en büyük petrol, gaz, kömür ve çimento üreticileri yer alıyor.
Söz konusu 57 uluslararası şirket, 2016-2022 dönemindeki fosil yakıt ve çimento sektöründen kaynaklanan karbon emisyonlarının yüzde 80’ine neden oldu.
Saudi Aramco, Rus devlet şirketi Gazprom, Coal India, İran Ulusal Petrol Şirketi, Rosneft, Çinli devlet petrol ve doğalgaz şirketi CNPC, Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi, ABD’li ExxonMobil ve Irak Ulusal Petrol Şirketi bu dönemde en fazla karbon emisyonuna yol açan şirketler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Çoğu fosil yakıt şirketi, Paris Anlaşması’ndan sonraki 7 yılda, anlaşmanın kabulünden önceki 7 yıla göre daha fazla fosil yakıt üretti ve karbon emisyonuna sebep oldu.
Veri setinin 1854-2022 dönemindeki kayıtlarına göre ise, sanayi devriminden beri olan küresel fosil yakıt ve çimento sektörü kaynaklı karbon emisyonlarının yüzde 70’inden fazlasının 78 şirkete ait olduğu görüldü.
InfluenceMap Program Yöneticisi Daan Van Acker, rapora ilişkin değerlendirmesinde, veri tabanının küresel karbon emisyonlarının artmasında en önemli role sahip fosil yakıt üreticilerine iklim değişikliğinin sorumluluğunu yüklemede önemli bir olduğunu belirterek, “Bu analiz, bu grubun üretimi yavaşlatmadığını ve çoğu kuruluşun Paris Anlaşması’ndan sonra üretimi artırdığını gösteriyor.” ifadesini kullandı.
Stand.earth Uluslararası Program Direktörü ve Fosil Yakıtların Yayılmasını Önleme Anlaşması Başkanı Tzeporah Berman da söz konusu şirketlerin iklim sorununu inkar ederken ve iklim politikalarını geciktirip engellerken milyarlarca dolar kar elde ettiğini belirterek, “Sürdürülebilir bir çözümün parçası olduklarına yönelik reklam kampanyalarına milyonlar harcarken, bir yandan da daha fazla fosil yakıt çıkarılması için yatırım yapmaya devam ediyorlar. Bu bulgular, hükümetlerimizin bu şirketlere karşı durmasına her zamankinden daha fazla ihtiyacımız olduğunu ve fosil yakıtların yaygınlaşmasını sona erdirmek ve gerçekten adil bir geçiş sağlamak için yeni bir uluslararası işbirliğine ihtiyacımız olduğunu vurguluyor.” değerlendirmesinde bulundu.
